20.04.2011
Sen Gülümse
32, Азербайджан

- Vücudumun hiç bir yerinde hareket yok. İç dünyamda nasıl fırtınalar kopuyor. İsteklerimi nasıl engelliyorum bir bilsem. Dudaklarını takip ediyorum ama konuştuklarını işitmiyorum. Ara sıra ellerine gözüm kayıyor.
Korkuyorum bakışlarımı hissedeceksin diye yada artık beni sevmediğini bilen insanların bunu fark etmesinden.
Sen sevmiyorsun, ben ne yüzsüzüm hala içim titriyor.
Aramızda diğer arkadaşların birbiriyle aralarındaki mesafe kadar mesafe var. Ne uzak ne yakın ve içimden keşke diyorum; keşke eline dokunabilsem.
Biliyorum hep daha fazlasını isteyeceğim. Sonra dudaklarını isteyeceğim, boynuna sokulup seni ciğerlerim patlayana dek bir solukta koklamak. Nefesimi
bırakmak hiç aklıma gelmeyecek. Bir an kendimi çekip gözlerine kenetlenince, elim elinde, diğer
elim saçlarına gidecek o zaman. Şimdiki gibi boş bakmayacaksın gözlerime. Öyle gözlerini kaçırmayacaksın sözlerin bitince. İçimde gördüğün ve kendinde karşılığını bulamadığın şey seni ürkütmeyecek; ne de olsa bir sevgidir bu. Tıpkı eskisi gibi sözler bitecek gözler konuşacak. Yürek isteyecek eller dokunacak. Ben seni delicesine öperken dilin bir fırsat bulursa sana olan isteğimin karşılığını verecek. Karşılık; seni seviyorum. Bir şey konuşmaya dilim varmıyor. Tek derdim sensin şu an. Yanından çekip gitsem sen de düşünür müsün; "bensiz ne yapacak sokaklarda". Ben yanından çekip gitsem; yapayalnız kalacağım. Birilerinin yanına gitsem; biliyorum ki onlar bana bir şeyler anlatırken ben göz yaşlarımı düğüm düğüm edeceğim. Sadece sadece senin gülebildiğin aklıma gelecek ve ben yine göz yaşlarımı tutamayacağım. Belki sinirden belki sensizlikten bilmiyorum ama seni hala seviyorum.
Sokak çocuğu en son bayramda şeker yemiş. Bir sokak çocuğuyum karşında; şekerim, canım seni öyle çekiyor ki... Yukarıda saydığım hisleri bir hissetsen o çocuğun en içten gülümseyişiyle sana ölesiye sarılacağım. İçinde yok olmamışsa bazı şeyler, bir şekerin yaşattığı gibi kolay mutluluklar yaşatabilirsin bu çocuğa. Ne olur bir kaç saniye de olsa konuşmadan gözlerime bak, hislerini ezme. Sağ yanımdasın, başını sağ tarafa hafif eğiyorsun. Nasıl bir işkence bu? Nasıl tutuyorum kendimi sana sokulmamak için. Eğer isteklerim yaşansaydı bitmeyecekti seni keşfim. Tutup kolundan seni çekip götürecektim. Sen ve ben ikimiz kalacaktık bir yerlerde. Şimdi gitme zamanı sanırım; kontrolü içimdeki sevgine veremem, daha fazla küçülemem. Bu gecelik bu kadar acı yeter. Nasıl olsa sen buralardasın, ben buralara uğruyorum; demek, acı sürecek.
Hapsettim kendimi buzdan parmaklıklara. Karlar yaprak yaprak dökülüyor. Hafif bir koku genizimi yakıyor. Bacalardan duman süzülüyor gökyüzüne. Hepsi yolunu takip ediyor. Ben de takip ediyorum, karda ayak izlerini. Ben gidiyorum yeni izler açıyorum, yaprak yaprak karlar kapatıyor izlerimi. Sarı sarı ışıklar pencerede. Sokaklarda kimse yok. Hiç ses yok. Bazen bir iki köpek uluyor aşağılarda. Çamlar zor taşıyor dallarındaki karları. İki yanda uzayan birer ağaç ve aralarında karmaşık dallar, sokak lambasının ışığı dalların önüne düşmüş. Dalların arasından arka tarafa gizleniyorum. Kimden saklanıyorum bilmiyorum ama bir şey beni oraya çekiyor. Bir sevişme aklıma geliyor burada. Seninle yaşıyorum. Senle yaşanan mutluluklar yada beni terkedişin aklıma geldikçe ağlıyorum; sen gülümse...

4 просмотров
 
Комментарии
jale--85 22.04.2011

buna kim menfi ses verib?

Habil Məmmədov Habil Məmmədov 23.04.2011

bilmirem...

Дневники
Дневники обновляются каждые 5 минут